bugün

entry'ler (10)

20 şubat 2024 inter atletico madrid maçı

ilk yarı itibariyle iki takımın da temkinli oynadığı sıkıcı geçen maç. Öyle ki birkaç pozisyon sayılabilecek şey lautaro martinez’in Jose gimenez’i uyutup kalecinin üstüne vurduğu kafa şutu ve de paul’ün kaptırdığı topla oluşan inter kontrasında yine martinez’in etkisiz şutu oldu. Bir de atletico adına lino’nun çarprazdan vurduğu şut vardı ki kaleyi bile bulmadı.

inter savunması hatasıza yakın. Çok kompakt bir düzenleri var. Kanat bekler darmian ve dimarco da herhangi bir defansif defekt vermeyince atletico hücum yapamıyor. Hakan çalhanoğlu 6’ya yakışmış ama mkhitaryan’ın 8’de teknik eksikliği göze batıyor, ne de olsa kanat orjinli bir oyuncu.

ilk yarının adamı ise inter adına çoğu atağı yöneten sağ kanat şefi barella oldu.

alexis mac allister

liverpool'un brighton'dan 42 milyon euroya kadrosuna kattığı arjantinli orta saha. altı, sekiz ve on numarada oynayabiliyor.

12 ağustos 2023 kayserispor galatasaray maçı

0-0 berabere biten 2023-24 Trendyol süper lig 1. Hafta maçı.

Galatasaray, güçsüz rakibine üstünlüğü kuramadı. Uyum süreci elbet de olacak ancak karşıda transfer yasağıyla boğuşan bir takım olduğunu unutmamak gerek.

Sol tarafta kerem-mertens-dubois üçlüsü maç boyu takımın fabrikası oldu. sağda boey-barış alper ikilisi, mertens’in sola yatık oynaması sebebiyle daha pasifti, boey birkaç erten orta açtı ki birisinde icardi kafayı vurabilse asist yapacaktı.

Gs adına yetersizler orta saha oldu. Berkan kutlu, kondisyon harici hiçbir şey vadetmiyor. Evet, her alanda var ama yaratıcılık sıfır. Oliveira da Berkan’ın bir tık üstü ancak gs için yedek sınıfında duruyor. Bakambu, bu maç parlamasa da yedek santrafor konusunda gslileri üzeceğini sanmıyorum sezon içinde.

yeni transfer kerem demirbay’ı beğenmedim. Özellikle gs gibi rakiplerin sürekli kontra kovaladığı bir takımın orta sahasında bu kadar pas hatası yapmaya meyilli bir adamın çok kontra gollerine sebep olabileceğini düşünüyorum.

Zaha ve angelino hakkında konuşmak için erken.

Kayserispor’da sağ bek uzodimma, birkaç sene içinde üç büyüklerde oynayacak seviyeye gelebilir ama şu an erken (24 yaşında). stoperdeki attamah’ı beğendim. 19’luk stoper Arif Kocaman fena değildi. 17’lik baran Ali orta sahada patladı ama Arif bir şekilde işi kotardı. Gökhan sazdağı, bencilliğiyle birkaç pozisyonun içinden geçti ama çabasını beğendim. Carlos mane, 82’de girdikten sonra takımın enerjisini arttırdı.

Kayseri’nin sınıfta kalanı her pozisyonu öldüren miguel cardoso’ydu. Yeteneksizler sınıfına da mame thiam ve Ali karimi’yi alıyorum, bunlara cardoso kadar kızmadım ama ayaksızlar sonuç olarak. He bir de ramazan civelek, o pozisyon kaçar mı ramazancığım?

Özet: gs’ye 6 transferi şart yoksa bugün Kayseri’nin ayaksızlarının kesemediği cezayı yarın kalburüstü takımlar kesecektir.

16 haziran 2023 letonya türkiye maçı

T: ilk devreyi 1-0 önde kapattığımız maç.

Oyuncularımız yetenekli ama takımda sistem namına hiçbir şey yok maalesef: bencil ve uyumsuz bir takım portresi var sahada. Bunun sorumlusu stefan kuntz tabii ki.

Letonya yeteneksiz baya ama böyle takımlara 60 olmadan 2, 3’ü atmak lazım; atamazsan eskaza yenilen bir gol (ilk yarıda abdülkerim’in çizgiden çıkarttığı karambol gibi), 2 puanına mal olabilir.

Özellikle Ferdi-Kerem kanadından çok şey beklerken ikisi bir türlü uyum tutturamadı. Sağda zeki Çelik çabalasa da cengiz ünder çok kötüydü.

Abdülkerim bardakçı savunmada top kaptırıp rakibi mertle karşı karşıya bırakarak çok kritik bir hata yaptı ama hırsını ortaya koyup moral bozmayarak oyundan da kopmadı, golünü de yazdı. Fbspor olarak seviyorum seni abdülkerim.

Btw Arda güler de bazen bencil oynuyor maalesef. Biraz daha zekasıyla oynaması lazım.

ikinci yarıya bakacağız. Dediğim gibi 60 olmadan 2’yi atmazsak ne olacağı belli olmaz.

leon

1994 luc besson yapımı aksiyon-suç ve drama filmi.

Mathilda (natalie portman), 12 yaşında bir kızdır: babası uyuşturucu işinde, belalı bir adamdır ve küçük erkek kardeşi, üvey ablası ve üvey annesiyle yaşamaktadır. Bir gün babasının başı uyuşturucu ticareti yapan dea ajanları stansfield ve tayfasıyla belaya girince stanslar mathildaların evini basıp bütün aileyi kurşuna dizer, olaydan sadece o an markette olan mathilda kurtulur.

Mathilda eve döndüğünde ve kapının önünde silahlı bir tip görünce olayı ayıkarak yan kapı komşusu leon’un (jean reno) kapısını çalar. Leon kapıyı açar ve mathilda’nın hayatını kurtarmış olur. Mathilda ve leon’un hikayesi de böylelikle başlamış olur.

Mathilda ve leon ikilisinin ilişkisi aslında bir sahnede çok güzel özetlenir:

«Léon: You need some time to grow up a little.

Mathilda: I finished growing up, Léon. I just get older.

Léon: For me it's the opposite. I'm old enough. I need time to grow up.»

Mathilda erken büyümüş 12 yaşında bir kızdır. leon ise yaşça büyümüş ancak abd’ye geldiği 19 yaşından beri hayatını sadece hayati fonksiyonlarını devam ettirmekle geçiren bir adamdır. Zaman, birisi için hızlı birisi için yavaş akmış ve iki karakteri aradaki büyük yaş farkına rağmen ortak bir temada buluşturmuştur. ikili birlikte mutlu olmayı, eğlenmeyi ve en önemlisi “sevgi”yi öğrenmiştir.

Sevgi demişken filmin en çok eleştirildiği konuya, yani pedofiliye gelelim. Mathilda; leon’a duyduğu hayranlığı aşka dönüştüren bir kız. Burada bir baba-kız ilişkisi yerine neden işin romantizme döküldüğüne ben de anlam veremedim. Bir noktada yönetmenin gerçekçi bir senaryo adına, mathilda’nın leon’a duyduğu hayranlığı gayriahlaki bir aşka yorduğunu yansıtmak istediğini düşündüm ancak bu senaryoda bir noktada mathilda’nın, ortadakinin romantik bir ilişki olmadığını net şekilde kavraması ve bunun seyircilere de açık şekilde yansıtılması lazımdı. Lakin bunun tersine iş bazı noktalarda romantizmi de aşıp cinsel çağrışımlı sahnelere (mathilda’nın ilk sexini leon ile yapmak istemesi, onu öpmeye çalışması…) ve hatta son sahnelerde leon’un da -açık olmasa da- romantik cümleler kurmasına kadar vardı. Besson, bunun tek taraflı bir ilişki olduğunu ve bu sebeple romantik sahnelerde kontrolü tamamen Natalie portman’a verdiğini iddia etse de filmde net bir romantizm reddi olmadığı ve bu durumun da gayriahlaki olduğunu ifade etmek zarurettir.

Filmin karakter gelişimi konusunda da sınıfta kaldığını düşünüyorum. Leon’un bütün değişiminin son sahnelere saklanması ve filmdeki kötülerin (stan ve old tony) safi kötü olup karakter alt yapılarına sahip olmamaları bunun sebebi. Bu konuda görece iyi olan mathilda karakterinde de en azından ilk cinayet sonrası bir iyi-kötü sorgulaması görmek, filmin drama yönünü kuvvetlendirirdi.

Aksiyon kısmı başlarda fena olmamakla birlikte son baskın sahnesini abartı buldum. O kadar kuvvetli bir polis timi, elbet baskın yapacakları binanın havalandırmasını da hesaba katarlardı bence. Yine leon’un tavandan sarkıp 3-5 tane makineli tüfekli adamı indirmesi de fazlaya kaçılmış bir sahneydi, karşısındaki adamlar sokak serserisi değil özel bir tim sonuç olarak.

Bence filmi taşıyan şey, film çekimlerinde 11 yaşında olan Natalie portman’ın fevkalade oyunculuğu. Benim için filmi taşıyan nokta bu oldu. Leon’un kapıyı açmasını beklerkenki ağlama sahnesi, şarap içtiklerindeki kahkahaları, sorgularken yaptığı boş bakışları filme gömlek atlatmış.

En iyi oyuncu: Natalie portman (mathilda)
Puanım: 7/10

10 haziran 2023 manchester city inter maçı

Manchester city ve pep guardiola hocamın 98-99 United’ından sonra büyük üçlemeyi (şl+pl+fa) tamamladığı maçtır. Ne olursa olsun, inter ve italyan futbola sempati duymama rağmen, dünya futbol’unun 2015 sonrası city’ye bir şl borcu vardı ve bu borç ödenmiş oldu.

Kaybedenden başlarsam; inter, beklediğim gibi maça ortak başlayıp 30’a doğru top kontrolünü ingilizlere bıraktı, Tabii kontrolü bırakırken de cs çevresinde kalabalık karşılamaya başlayıp city hücumcularını çok iyi marke ettiler ve city’nin net pozisyonlara girmesini engellediler. Orta sahada değil kendi kaleleri civarlarında daha iyi bire bir eşleştiler. Zaten bu dakikalardan sonra daha az top tutup daha çok pozisyona giren taraf da inter oldu: lautaro martinezin akanji’den topu kapıp çarprazdan karşı karşıya kalması, federico dimarco’nun direği, romelu lukalunun ederson’un üzerine vurduğu kafa vuruşu derken inter de baya pozisyona girdi ama aradaki yaratıcılık/bitiricilik farkı (haaland-lukaku, silva-dimarco, dumfries-graelish) burada belirleyici faktör oldu.

City tarafında kevin de bruyne’nin erkenden sakatlanıp yerini phil foden’a bırakması yaratıcılıkta kısırlığa sebep oldu. erling haaland bir çarpraz koşu hariç inter savunması tarafından yenildi. Haaland’ın rakip savunma tarafından sindirildiği senaryolarda sürpriz koşularla işin rengini değiştiren ilkay Gündoğan ve john stones ikilisi de sert orta saha oyunundan kurtulup skor ihtimali üretemediler. bernardo silva görece iyiydi ve bireysel becerilerle birkaç pozisyon yarattı. rodri’nin golü de bu pozisyon kısırlığında sürpriz oldu zaten.

Notlar: inter’de hakan çalhanoğlu, marcelo brozovic ve nicolo barella orta saha üçlüsü fizik mücadelede iyi olsalar da topu ileri ikiliye (dzeko/lukaku&martinez’e) taşımakta yetersiz kaldılar. (Barella görece iyiydi ve fena bir savunma katkısı da vermedi ama hücumda yetersizdi.) denzel dumfries, savunmada graelish’i iyi marke etse de hücumda yeterli katkıyı veremedi.

Ederson’a da parantez açmak lazım. Özellikle uzatmalarda onana’nın degajında arkasına bakmadan cs çizgisi civarına kadar çıkıp lukaku’nun üzerinden topu kavraması epik bir andı benim için.

işin özeti: kaliteli olan attı ve kazandı.

2 nisan 2023 fenerbahçe beşiktaş maçı

T: fb'nin ilk yarıyı enner valencia'nın penaltı golüyle 1-0 önde kapattığı maç.

ilk yarı itibariyle fenerbahçe adına maçın oyuncusu Arda güler, hemen her hücum organizasyonunda var, özellikle alınan penaltı tek başına arda'ya yazar. Altay bayındır da aboubakar'ın karşı karşıyadını ve gedson'un ceza sahası dışından şutunu çıkartarak müthiş bir ilk devre çıkarttı.

Beşiktaş'ta sıkıntı büyük: takım felçli gibi resmen. Hemen her hatta yetersizlikler var. Özellikle bjk'nin iddialı olduğu orta saha üçlüsü (hadziahmetovic&salih&gedson) üçlüsü patladı ilk yarıda. Fb gibi hücum kısırı bir takım bile çok rahat üçüncü bölgeye geçiyor.

Arda güler'in pozisyonu penaltı: evet, arda da penaltı kovalıyor ama bu penaltıyı penaltı olmaktan çıkartmaz. Osayi'nin pozisyonda omuz omuza mücadele ve osayi'nin hakemi yanıltmaya yönelik hareketi var. iki karar da doğru.

Benim için kötü kararlar, 2 kez gedson fernandes ve 1 kez (sanırım) rachid ghezzal'ın kayarak müdahaleleri. Özellikle gedson'un ikinci kayması (fb sağ kanatında) net karttı. Diğerlerine de kart verilebilirdi.

Vincenct aboubakar'ın yediği sarı kart doğru, bariz tribünleri kışkırtıyor ama sonrasında Samet Akaydın niye kart yedi, hiçbir fikrim yok.

euro 2024 türkiye

T: 24 takımın yer alacağı euro 2024 turnuvasında milli takımımız.

Eleme kısmında 10 adet 5'erli ve 6'şarlı grup yapmışlar. Her gruptan ilk 2 takım direkt almanya'daki turnuvaya katılacak. Etti 20. Artı almanyayla 21 takım.

Kalan 3 takım play offlardan belirlenecek ama burayı karman çorman yapmışlar şu uluskar ligi saçmalığı yüzünden.

Öncelikle play offlarımız 4'erli 3 grubun yarı final ve final oynaması üzerinden gerçekleşecek. Biliyorsunuz uluslar ligi a-b-c-d liglerine ve her lig de kendi içinde gruplara ayrılıyor.

1) a-b-c liglerinden gruplarını birinci bitiren takımlar.

2) örneğin a liginin grup birincilerinin hepsi elemelerde halihazırda turnuvaya katılmaya hak kazandıysa bunun yerine o ligden, turnuvaya katılamayan en iyi takım.

Biz c ligindeki Lüksemburg, Faroe adaları ve litvanyalı müthiş zor grubumuzu lider tamamladığımız için buraya kadar yeterli. Grupta başarısız olursak direkt c ligi play offundayız yani.

Özet olaraktan turnuvaya gitmemiz için 2 yol var:

Hırvatistan-galler-ermenistan-letonya'lı gruptan birinci veya ikinci çıkmak.

Play-offlarda gürcistan-yunanistan-kazakistanlı gruptan yarı final-final türünde birinci çıkmak. Bu üç takım ilk elemelerde turnuvaya katılırsa da olası rakiplerimiz sırasıyla lüksemburg, Azerbaycan veya kosova.

Kişisel fikrim: hırvatistan grup lideri. Galler ile bizim aramızda geçecek bir ikincilik mücadelesi izleriz. Maalesef milli takımın son hallerini göz önüne alarak hırvatistan&Galler ikilisinin çıkacağını düşünüyorum. Yunanların grubunda Fransa ve Hollanda olduğundan onları da c ligi play offa yazıyorum. Gürcistan veya kazakistan gelirse onları yarı finalde yenip finalde yunanlara elenerek yine turnuvaya gidemeyiz diyorum. (Dost acı söyler.)

19 mart 2023 barcelona real madrid maçı

2022-23 sezonu ikinci la liga el clasico'su.

Eğer ki bu futbolsa bizim 19.00'da izlediğimiz alanyaspor fenerbahçe maçı farklı bir spor.

Real iyi oynadı, Barcelona çok iyi oynadı. Maçın özeti budur.

hele o raphinha yok mu? insafsız sağ kanadı ve sağ içi e5 otoyoluna çevirdi resmen. nacho fernandez gibi stoperden devşirme bir beki patates etti maç boyu. vinicius junior seviyesinde görülmeye başlanmalı artık.

Ronald araujo, vini ile eşleşen şanssız adamdı, karşısındakinin dünyanın en iyi kanatlarından biri olduğunu göze alarak sert eleştiremeyeceğim ama başarısızdı genel olarak. alejandro balde, özellikle çizgiye basarak oynadığı futbol ile barça'nın oyunu sıkıştığında kenar boşluklarından faydalanıp kilit açan adam oldu ve bek olarak daha çok fayda sağladı.

Sergio busquets zaten klas bir adam, 34 yaşında olmasına rağmen halen üst seviyede çatır çatır oynuyor görüyoruz ki, bu maç da 6 numara nasıl olunur dersi verdi bütün ispanya ve dünya'ya.

gavi maç boyu durmadı, bu çocuğun hırsını beğeniyorum gerçekten, yüzünden okunuyor. Bu maç da koştu, kovaladı, düştü, kalktı... şimdilik raphinha'nın gölgesinde gözüküyor ama senden de çok şey bekliyoruz gavi, hayal kırıklığına uğratma bizi.

Robert lewandowski tıpkı benzema gibi maç boyu rakip stoperleri tarafından sıkı markaja uğradı ve genelde deaktif kaldı. Buna rağmen mevkidaşına göre bir tık daha etkili oldu. Hele kalktığı bir vole vardı ki gol olsaydı el clasico tarihine geçerdi.

Real madrid tarafından tabii ki en dikkat çeken adam kara fırtına vinicius junior oldu. Golü de araujo'ya çarptırarak o attı zaten. Bir raphinha effect göremedik ama yine de iyi maç çıkarttı. thibaut courtois bir makineydi maç boyunca. Raphinha'dan sonra maçın adamı diyebilirim. Yediği iki golde de hatası yok ve çıkarttıklarıyla real'i oyunda tutan adamdı bu maç. rodrygo ve Marco asensioyu da unutmamak lazım, maça girdikten sonra real adına tempoyu önemli oranda arttırdılar.

the boy in the striped pyjamas

2021 birleşik Krallık & abd yapımı 2. Dünya Savaşı konulu drama filmi.

--spoiler--

Nazi dönemi almanya'sında rütbeli bir askerin oğlu olan 8 yaşındaki bruno, babasının tayininin Yahudi toplama kampına çıkması ve ailecek oraya yakın bir eve taşınmaları sonucu ilginç bir arkadaşlık hikayesi yaşayacaktır. Bir gün, evlerinin yakınındaki toplama kampının elektrikli tellerinin önüne gizlice giden bruno, çitlerin arkasındaki yahudi ve kendisi gibi 8 yaşında olan shmuel ile dost olur.

Bruno & shmuel dostluğu zaten filmin ana konusu ve etkileyici de bir hikayeleri var (özellikle sonu) lakin filmde bir bu kadar etkileyici yan karakter hikayeleri de mevcut. Bu sebeple genelin aksine bu karakterlere değineceğim:

Baba: adını öğrenemediğimiz bu nazi askeri karakter, annesinin cenazesine komutanları için saygısızlık yapacak kadar nazizme ve orduya kendisini adamıştır.

Anne: toplama kamplarında yahudilerin toplu şekilde öldürüldüğünü ve kocasının da bunda payı olduğunu öğrenmesi sonucu bu duruma vicdanının el vermemiş, bu uğurda aileyi parçalanma noktasına getirmiştir.

Gretel: bruno'nun ablası olan gretel, filmin başında oyuncak bebek manyağı bir çocukken aldığı özel dersler neticesinde fanatik bir nazi gencine dönüşür. Çocukların nasıl canavarlaştırıldığını aktarmak konusunda filme güzel bir hava katmıştır.

Teğmen kotler: babasının farklı görüşleri sebebiyle toplumdan dışlanmaktan korkan bu karakter ise ideolojiye bağlılığından değil sosyal kaygılardan nazi olan ancak bunun böyle olmadığını ispatlamak için sıradan bir naziye kıyasla dahi daha acımasız olabilen bir karakterdir.

Pavel: Eski bir Yahudi doktor, şimdi nazi askerinin evinde ayak işlerini yapmaktadır. Yahudilerin yaşadığı sosyal çöküşü öne çıkartmak konusunda etkili bir karakterdir.

Görüyoruz ki film, bruno & shmuel hikayesinin yanı sıra yan karakterlerle de döneme ait ilginç anlatılar sunmaktadır.

Önemli!: neden şu film almanca değil yahu???? Amerikalılar, ingilizler alt yazı okumayı bilmiyor mu??? Sinir oldum film boyu. Chernobyl'de de aynı haltı yediniz. Koyun rusçayı, sovyet ruhuna iyice girelim ya da koyun Almancayı, nazi dönemi ruhuna adam akıllı girelim. Başlatmayın yapacağınız işe sayın amerikalılar.

Sonuç: Dil eksisi harici kesinlikle izlenmesi gereken bir film. Nazi döneminin birçok farklı karaktere nasıl etki ettiğini göstermesi, dönemi farklı pencerelerden ve yeterince geniş bir açıdan görmenize olanak sağlıyor.